Bu yazımda dünyaca ünlü tasarımcıların ikonikleşmiş, herkes tarafından az çok bilinen ,tasarım dünyasının göz bebeği olmuş sandalye ve koltuk tasarımlarından bazılarına,onların hikaye ve tasarım süreçlerine değineceğiz.
Hadi başlayalım…
1.
Ball chair -1963
Eero Aarnio Ball Chair veya Globe Chair 1963 yılında Eero Aarnio tarafından en basit geometrik formlardan biri olan top kullanılarak tasarlandı. 1966'da Köln Mobilya Fuarı'nda tanıtıldı. Fin tasarımının en ünlü ve sevilen klasiklerinden biridir.
Aarnio’nun dilinden;
Aarnio’ya “böyle bir koltuk tasarlamak nereden aklınıza geldi” diye sorulduğunda şöyle diyor:“Böyle bir koltuk tasarlarken nereden yola çıktığım çok açık: 1962’de eski evimizden taşınmıştık ve tasarımcı olarak serbest çalışmaya yeni başlamıştım. Evimizde çok az eşyamız vardı ve ben şöyle kocaman, yepyeni bir koltuk tasarlamak istemiştim. Biraz eskiz yaptıktan sonra neredeyse top gibi görünen, son derece basit bir biçimde karar kıldım. Eskizi bire bir ölçüde çizdim ve duvara astım. Böyle bir topun içine oturunca insanın kafası tavana değecek mi, ölçüsü nasıl olacak, buna karar vermek istiyordum. Evdeki en uzun boylu kişi olduğumdan, duvarın önüne geçtim, oturdum ve karım da başımın ve gövdemin şablonunu eskizin üzerine çizdi. Böylece koltuğun ne büyüklükte olması gerektiğini buldum. Koltuk küre biçiminde olacağından diğer ölçüler kendiliğinden ortaya çıktı. Benim dikkat etmem gereken tek şey bu koltuğun herhangi bir kapıdan geçebilecek boyutta olması gerektiğiydi. Bir iç, bir dış kalıp, bir ayak ve döşeme kaplaması ile prototipimi tamamladım. İçine bir de kırmızı telefon monte edince, koltuğum hazırdı. Bu koltuğa Ball Chair diye bir isim bulmaksa işin en kolay tarafıydı.”
Ball Chair, dünyadaki tasarım müzeleri koleksiyonlarında bulunabilir ve çeşitli filmlerde, müzik videolarında ve dergi kapaklarında da rol almıştır.
2.
Yine Aarnio’dan devam edelim. En sevdiklerimden olan bir tasarım.
Bubble chair - 1968
Eero Aarnio
“Ball Chair’ı tasarladıktan sonra, içine girip oturduğumuz bu kürenin aydınlık olması gerektiğini düşündüm ve ortamdaki ışığı içeri alacak, saydam bir küre yapmanın yollarını aramaya başladım. Bu iş için tek uygun malzeme ısıtılıp içine hava üflendiğinde sabun baloncuğu gibi şişen akrilikti. Binalarda kubbe biçimindeki aydınlıkların bu yöntemle yapıldığını bildiğimden, üretici firmaya aynı yöntemle yarım küreden daha geniş bir baloncuk yapmanın mümkün olup olmadığını sordum. Olur dediler ve ben de balonu taşıyacak bir çelik halka yaptım. Rahatça oturabilmek için balonun içine minderler de ekledik ve koltuk tamamlandı. Tabii buna verilecek isim de kendiliğinden ortaya çıktı: Bubble Chair”. Eero Aarnio
Eero Aarnio, saydam bir küreye ayak eklemenin pek şık olmadığını, bu nedenle küreyi yere değil tavana sabitlemeyi tercih ettiğini sözlerine ekliyor.
Ball Chair ve Bubble Chair ,içinde oluşan akustik ortam nedeniyle kullanıcısına özel bir his yaşatıyor. Kalabalık bir mekanda bile olsanız, saydamlık nedeniyle görsel olarak mekandan kopmuyor ama akustik bakımından izole olabiliyorsunuz. Tam da bu nedenle Norveçli telefon şirketi Telenor, Oslo’daki yeni merkez binasının lobisine ziyaretçilerin sessiz bir ortamda mobil telefonlarıyla görüşmeler yapabilmesi için bu koltuklardan birkaç tane yerleştirmiş.
3.
Modernliğin ve Barok tarzının birleştiği çizgide beliren sandalye Louis Ghost ile devam edelim…
Louis ghost chair -2002
Phillippe Strack
Starck’ın ilham kaynağı Barok tarzı XV. Louis sandalyesidir.
Barok stilini en iyi yansıtan plastik sandalye modeli olan Ghost Chair, Starck’ın içerisinde tasarım olan her alanda başarılı olduğunun bir ispatı niteliğinde.
Yenilikçi plastik kullanımıyla tanınan Louis Ghost Sandalyesinin yaratıcısı Phillippe Strack, polikarbonatı tek kalıba enjekte ederek şeffaf görünüşüne rağmen dayanıklı bir ürün tasarlamıştır.
4.
Barcelona Chair –1929
Ludwig Mies van der Rohe
Hepimizin yakından tanıdığı bir diğer ikon “Barcelona chair”
1929’da Mies Van Der Rohe tarafından Barcelona fuarı için tasarlanan sandalye büyük beğeniyle karşılanır. Bauhaus ekolünün öncülerinden olan Mies Van Der Rohe “Less is more” sözünün de sahibi.
5.
Charles&Ray Eames -1956
Eames Lounge Chair
Eames Lounge Chair ve Ottoman). “Sunset blvd”, “Some like it hot”, “The Apartment” gibi filmlerin yönetmeni olarak bildiğimiz Billy Wilder Eames’lerin yakın arkadaşı. Setini ziyarete gittiklerinde fark ediyorlar ki, arkadaşları Oscar'lı bir yönetmen olsa da set aralarında dinlenmek için birkaç mobilyayı birleştirip üzerine şezlongmuşçasına yerleşmek zorunda kalıyor. Gongun sesini duymuşçasına fikir düşüyor Charles ve Ray’in aklına. Pürüzsüz kontrplak, uzanmaya elverişli set formu, alüminyum ayak tasarımı ve deri kaplama şeklinde bir tasarım oluştururlar.
Sonuç “Arlene Francis Home Show”da İlk olarak 1956’da sunulduğunda”, çiftin ilk tasarımlarından farklı bulunur. Aynı zamanda dönemin minimal ve tutumlu estetiğine karşı samimi ve rahat bir ürün üretmeleri de çağdaş tasarımın kalıplarına vizyonlarını katmaları olarak yorumlanabilir.
Başka yazılarda farklı ikonik tasarımlardan bahsetmek üzere , şimdilik bu kadar…
@interiors_aysebetulturan
Comments